Stresle başa çıkmak: Endişelerinizi bir kenara bırakın ve stresi kabullenin

Stresle başa çıkmak: Endişelerinizi bir kenara bırakın ve stresi kabullenin

Dışarıda dolaşırken adım başı her yere yoga merkezleri açıldığını görüyorum. Telefonumdaki uygulama mağazasına ne zaman baksam hep yeni bir meditasyon uygulamasının diğer uygulamalarla popülerlik yarışında olduğunu görüyorum.

Kafanızı nereye çevirirseniz çevirin her şey size stresten tamamen arınmanın önemini anlatıyor.

Bu stresten uzaklaşma ve meditasyona yönelme çabasının sebebini anlamak pek zor değil. Artık en özel anlarımızı bile online olarak paylaşıyor, hayatımızı herkesin gözü önünde yaşıyoruz. Stresi iş yerinde bırakıp evlerimize dönemiyoruz çünkü stres artık günlük hayatımızın bir parçası haline geldi.

Benim stres hakkındaki düşüncelerim ise şu şekilde:

Ben stresi kucaklıyorum.

Bir yandan her yerde verimlilikle ilgili ipuçları paylaşırken bir anda “stresi kucaklamaktan” bahsettiğim için kendimle çeliştiğimi düşünebilirsiniz. Ama aslına bakarsanız stresin modern hayatın getirdiği bir gerçek olduğunu kabul etmemiz gerekiyor.

Peki, hayatımızın kaçınılmaz bir parçası olan stresten faydalanıp oyunun yönünü kendi lehimize çevirmek için stresi nasıl kontrol altında tutabiliriz?

Belirli oranda stres işinizi kolaylaştırabilir

McGill Üniversitesi’nde görevli doktor ve bilim insanı Hans Seyle’e göre stres her yönüyle zararlı değil. Hatta Seyle’e göre, faydalanmayı bildiğiniz sürece stres sizin için olumlu bir etki bile yaratabilir.

Strese sebep olan bir durumu, iyi sonuçlar getirebilecek bir fırsat olarak gördüğünüzde hissettiğiniz duyguya, pozitif stres olarak da bilinen “östres” adı verilir. Östres denilen bu tepki bir görevi tamamlarken veya bir zorluğun üstesinden gelirken motive olmanızı sağlar.

“Sonuç olarak östres size memnuniyet, başarı, mutluluk ve bütünlük hissi verebilir.”

Negatif stres ya da “distres” ise stres kaynağı olan etkenleri bir tehdit olarak algılayıp, olumsuz sonuçlar alacağınıza dair kendinizi şartlandırdığınızda ortaya çıkar. Bunun sonucunda kişide korku, endişe ve umutsuzluk gibi duygular tetiklenebilir.

“Distres; kronik stres, anksiyete bozuklukları, depresyon ve fiziksel rahatsızlıklara sebep olabilir.”

Dolayısıyla bu noktada stresi nasıl algıladığınız büyük önem taşıyor.

Olaylara karşı verdiğiniz ilk tepki pozitif stres değilse ve bu durumun değişmesini istiyorsanız, stresli durumlarda beyninizin pozitif tepkiler vermesine yardımcı olacak bazı düşünce egzersizleri şunlar olabilir:

  • Kendinizi olaylar karşısında olumlu ve iyi sonuçlar alacağınıza inandırın.
  • Karşılaştığınız zorlukları öğrenme yolunda bir basamak olarak görmeye çalışın.
  • Farkındalığınızı geliştirin.

Bu noktada, pozitif ya da negatif olması fark etmeksizin, yüksek düzeyde ve uzun bir süre hissedilen stresin sağlığa zararlı olduğunu da hatırlatmakta fayda var.

Örneğin, Psychology Today dergisinde yayınlanan bir yazıda stres aşıya benzetiliyor. Bu benzetmeye göre aşıların içinde bulunan az miktardaki mikrop gibi, birazcık stres sizi daha dayanıklı kılıyor ve gelecekte yaşanabilecek zorluklarla başarılı bir biçimde mücadele etmenize yardımcı oluyor.

Strese karşı bakış açınızı değiştirmek hayatınızı kurtarabilir

Negatif stres altındayken korku ve dehşet gibi duygular hissedersiniz ve vücudunuz uzun süre tetikte kaldığında anksiyete bozukluğu ve depresyon gibi rahatsızlıkların görülme oranı artar.

Sağlık psikoloğu Kelly McGonigal’a göre stresi algılama şekliniz yalnızca sağlığınızı değil, aynı zamanda yaşam sürenizi de büyük ölçüde etkiliyor.

2013 yılındaki bir TED konuşmasında McGonigal, Wisconsin-Madison Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmaya dikkat çekiyor. Bu çalışma, stres hakkında nasıl düşündüğümüzün önemini ortaya koymak için 29 bin katılımcıyla sekiz yıl boyunca sürdürülüyor.

Aşırı stresli olan ve stresin sağlık üzerinde olumsuz etkileri olduğuna inanan insanların ölüm riski %43 artıyor.

Yine yüksek seviyede stres altında olan ancak bu durumu sağlık sorunlarıyla ilişkilendirmeyen insanların ise araştırma boyunca ölüm oranının en az görüldüğü grupta olduğu anlaşılıyor.

Stres sizi kontrol etmeden siz onu kontrol edin

“Stres çalışma ortamının ve hayatın kaçınılmaz bir parçası fakat stresin etkilerinden uzak kalmak mümkün. Stres, onunla başa çıkma şeklinize göre olumlu ya da olumsuz etkiler yaratabiliyor.”

Good Think şirketinin kurucusu ve bir pozitif psikoloji uzmanı olan Shawn Achor ile Better Under Pressure: How Great Leaders Bring Out the Best in Themselves and Others (Baskı Altında: İçlerindeki Potansiyeli Dışarı Vuran Liderler) kitabının yazarı Justin Menkes, çoğunlukla strese sebep olan değişiklik, belirsizlik ve baskılarla dolu bir dünyayla karşı karşıya olduğumuzu öne sürüyor. Ama stresin kaçınılmaz olması sonuçlarının da mutlaka negatif olacağı anlamına gelmiyor. 

Negatif bir düşünce yapısından uzak durmamı ve stresi kontrol altına almamı sağlayan beş alışkanlığı sizlerle de paylaşmak istiyorum.

1. Stresi, olayları önemsediğinizin göstergesi olarak görün

Kalbiniz hızla çarpıyor. Omuzlarınız gergin. Korkuyorsunuz. Panik içindesiniz. Durun.

Stresin fiziksel etkilerini hissettiğinizde zihninizde ya da bedeninizde bir terslik olduğu için değil, yaptığınız şeyi önemsediğiniz için böyle hissettiğinizi hatırlayın. Stresi algılama şekliniz olayların gidişatını değiştirebilir. Her ne yapıyor olursanız olun stresin belirtilerini size zinde tutan yardımcı etkenler olarak görmeye çalışın.

2.  Korkunun elinizi ayağınızı bağlamasına izin vermeyin

Pozitif stres, zor durumlar karşısında yaratıcı senaryolar üretmeniz ve alternatif çözümler bulmanız konusunda size yardımcı olurken negatif stres vücudunuzun “savaş ya da kaç” tepkisini tetikler. Yani pozitif stres, harekete geçmenizi sağlarken negatif stres vücudunuz üzerinde bir çeşit felç etkisi yaratır.

Stresin size engel olmaya başladığını fark ettiğiniz anda zihninizi bir şeylerle meşgul etmeye ve işinizde yakaladığınız ivmeyi korumaya çalışın. Bu ivme sayesinde negatif düşüncelerinizi uzaklaştırabilir; hayallerinize doğru emin adımlarla ilerleyebilirsiniz.

3. Değiştirebileceğiniz şeylere odaklanın

Zihinsel enerjinizi kontrolünüz dışında olan şeylere harcamak büyük bir zaman kaybı olsa da stresli bir anda odak noktanızı korumak kolay olmayabilir.

Böyle durumlarda basit bir liste oluşturun. Bir sütununda değiştirebileceğiniz şeyler olsun ve yalnızca bu sütuna odaklanın. Diğer sütunda ise değiştiremeyeceğiniz maddeler olsun ve bu maddeleri görmezden gelin.

Kendimden örnek verecek olursam ne insanları Jotform’un her özelliğini takdir etmeye zorlayabilirim ne de yeni rakiplerin piyasaya ne zaman atılacağını tahmin edebilirim.  Yapabileceğim en iyi şey kullanıcılarımızın geri bildirimlerine dayanarak en iyi ürünü tasarlamak için var gücümle işime odaklanmak olur.

Bu sayede zihinsel enerjimi daha faydalı bir amaç için kullanabilirim.

4. Çevrenizi pozitif insanlarla kuşatın

İçinde yaşadığımız kültür, stresli durumlara verdiğimiz tepkileri büyük ölçüde etkiliyor.

Jotform olarak çalışkan, neşeli ve uyumlu insanları bularak pozitif bir çalışma ortamı oluşturmayı hedefliyoruz. Böyle bir çalışma ortamımız olunca da en stresli durumlarda bile uzun süre üzgün kalmak biraz zor oluyor. Kısa sürede pozitif stres etkisini gösteriyor ve sorunlarla baş edip ilerleme kaydetmek için hep birlikte çalışıyoruz.

YAZAR
Aytekin Tank is the founder and CEO of Jotform and the bestselling author of Automate Your Busywork. A developer by trade but a storyteller by heart, he writes about his journey as an entrepreneur and shares advice for other startups. He loves to hear from Jotform users. You can reach Aytekin from his official website aytekintank.com.

Yorum Gönder:

Jotform Avatar
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.

Podo Comment İlk yorum yapan sen ol.